CEZAEVİ ÇOCUK KOĞUŞUNDAKİ TACİZ DAVASINDA SANIKLARA CEZA YAĞMIŞTI
Mahkeme heyeti, sanıkların suç tarihinde 18 yaşından küçük olmalarını dikkate alarak, S.T. ve M.D.’ye yönelik haklarında ‘çocuğa karşı eziyet’, ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlarından şüpheliler A.S., E.G., K.T.Ö. ile Y.Ö., 19 yıl ile 30 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası verdi. A.S., E.G., K.T.Ö. ve Y.Ö., ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçundan beraat ederken, ‘kaçma şüpheleri olduğu gerekçesi’ ile tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti.
SAVCILIK OLAYIN ARDINDAN GARDİYANLAR HAKKINDA DA SORUŞTURMA AÇTI
Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı gündeme gelen olayın ardından Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda görevli infaz koruma memurları Ahmet Ö., Ahmet S., Murat Ş., Ömer Ç. Ve Samet K. hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından şüpheliler hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, mağdur S.T.’nin haklarında iddianame düzenlenen 18 yaşından küçük çocuklar A.D., E.G., Y.Ö. ile K.T.Ö. tarafından işkence ve istismara maruz kaldığı anlatıldı. S.T.’nin Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na Ağustos 2022 tarihinde sevk edildiği anlatılan iddianamede, cezaevine girişte yapılan kontrollerde vücudunda morluklar ve yaraların tespit edilmesi üzerine suç duyurusunda bulunulduğu, Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından S.T.’ye yönelik 18 yaşından küçük 4 şüphelinin 11 Ağustos 2022 tarihinde gerçekleştirdikleri eylemlere ilişkin günün vardiya sorumlusu infaz koruma memurları hakkında soruşturma başlatıldığı aktarıldı.
İFADESİNDE GARDİYANLARDAN ŞİKAYETÇİ OLMADI
İddianamede, şikayetçi S.T.’nin ifadesine de yer verildi. İfadesinde S.T., “Bir olay sebebiyle 3 Ağustos 2022 tarihinde Kandıra Cezaevine girdim. Cezaevinde gündüz ve geceleri olmak üzere iki kez İnfaz Koruma memurları denetim yaparlardı. Ayrıca ses yükseldiğinde de kapıdan gelip kontrol ederlerdi. Kandıra Cezaevi’nde başıma gelen olay ile ilgili cezaevinden sevk edileceğim gün ismini bilmediğim infaz koruma memurunun biri gözümdeki morluğu fark etti ve bana gözümün neden mor olduğunu sorduğunda ona ‘ranzaya çarptım’ dedim. Ben yaşadığım olayı orada görevli infaz koruma memurlarına anlatmadım, yardım da istemedim. Bu olayı anlatmama sebebim olay içeriğinde ismi geçen çocuk suçluların ‘olayı anlatırsan sana daha kötü şeyler yaparız’ diye tehdit etmeleridir. Benim bu konu ile ilgili söyleyeceklerim bundan ibarettir. Bu konu ile ilgili İnfaz Koruma memurlarından herhangi bir davam ve şikayetim yoktur” dediği belirtildi.
ŞÜPHELİ GARDİYAN SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Gardiyanlardan şüpheli Ahmet Ö.’nin soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, “Ben olay tarihinde 20.00 ile 08.00 saatleri arasında çalışıyordum. Nöbetçi memur olarak da Ahmet S. ve Samet K. görev yapıyordu. Kural gereği biz her saat içerisinde 1 kez odaları, oda kapısındaki mazgaldan ya da oda kapısı açılarak kontrol ediyoruz. O gün de bu şekilde odaları kontrol ettik. O gün yaklaşık olarak 13 kez odayı kontrol ettik. Biz odaları kontrol ettiğimizde her hangi bir sorun yoktu ve herhangi bir şikayette bulunan da olmadı. Çocuk şahıslar D4 numaralı odada kalıyordu. Ben vardiyam esnasında herhangi bir olumsuzluğa rastlamadım. Odalar iki katlıdır, alt katta kamera sistemi bulunmaktadır. Alt katta herhangi bir olumsuzluk olsaydı tarafımızdan müdahale edilirdi. Olay üst katta kamera bulunmadığından orada gerçekleşmiş. Tarafımdan sorumluluklar yerine getirilmiştir. Ben ve nöbetçi memurlar o gün gerekli kontrolleri yaptık. Belirttiğim sebeplerden suçlamayı kabul etmiyorum” şeklinde ifadesine yer verildi.
MAĞDUR ÇOCUK ANKARA’YA NAKİL OLURKEN SAĞLIK RAPORU ALINMAMIŞ
Cezaevinde görevli gardiyanlardan şüpheli Murat Ş. ise ifadesinde, şikayetçi S.T.’nin kaldığı koğuşta kontrol ettikleri sıralarda koğuştakilere sorunu olup olmadıklarını sorduklarını, koğuştan kimsenin sorun bildirmediğini ifade etti. Diğer şüphelilerin de alınan ifadelerinde benzer savunmalar yaptığı görüldü. İddianamede S.T.’nin sevki sırasında darp raporu alıp almadığına ilişkin cezaevine sorulduğu, gelen cevap yazsında S.T.’nin Kocaeli’ndeki cezaevine girdiği gün alınan sağlık muayenesinde herhangi bir olumsuzluk görülmediği ve nakiller sırasında tutuklulardan sadece yolculuk yapıp yapamayacağı yönünde rapor alındığını bildirdi.
NAKİL SIRASINDA ŞİKAYETÇİYE MUAYENE YAPILMAMIŞ
İddianamede, S.T.’nin tutuklu olarak bulunduğu Kocaeli Ceza İnfaz Kurumu’nda, aynı koğuşta kaldığı A.S., E.G., Y.Ö. ve K.T.Ö. tarafından işkence gördüğü, cinsel istismara maruz kaldığı iddiasıyla Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi’ne fezleke düzenlendiği aktarıldı. S.T.’nin Ankara’daki cezaevine nakil olduğunda yapılan muayenede gözle görülür şekilde tespit edildiği vurgulandı.
SAVCI ‘GARDİYANLARIN DURUMU FARK ETMEMELERİ HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI’ DEDİ
İddianamede, olayın yaşandığı gün vardiya memurlarının odaya en az iki defa girdiği, yaşanan olaylarda mağdurun yüzünde ve vücudunda meydana gelen yaralanmaları görmemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtildi. İddianamede, S.T.’nin mağduriyet yaşadığı belirtilerek kamu davası açılması için yeterli delilin bulunduğu vurgulandı.
5 GARDİYAN İÇİN 1 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, şüpheliler Ahmet Ö., Ahmet S., Murat Ş., Ömer Ç. Ve Samet K.’nin “Görevi Kötüye Kullanmak” suçundan ayrı ayrı 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamenin kabul edilmesiyle şüphelilerin ilerleyen günlerde hakim karşısına çıkması bekleniyor.
“MÜVEKKİLİMİN BU OLAY NEDENİYLE ALDIĞI YARALARIN TELAFİSİ OLDUKÇA GÜÇ”
Şikayetçi S.T.’nin avukatı Rıdvan Can Erdem, “Kocaeli Cezaevi’nde oldukça vahim bir olay yaşandı. Müvekkilim aynı koğuşta bulunan diğer çocuklar tarafından eziyete, işkenceye ve cinsel istismara maruz kaldı. Bu olayla ilgili yargılamanın sonuna gelindi ve Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi sanıklar hakkında oldukça ağır cezalar hükmetti. Bununla birlikte devam eden bir davamız daha vardı. Müvekkilim S.T.’nin cezaevine girmesine sebep olan davada, beraat ile sonuçlandı. Müvekkilin masum olduğu ve cezaevine haksız yere girdiği anlaşılmış oldu. Sanıklar her ne kadar cezalarını almış olsalar da müvekkilin bu olay nedeniyle aldığı yaraların telafisi oldukça güç. Bizim devlet aleyhine açmış olduğumu tazminat davamız var. Biz burada mağdur S.T.’nin gerektiği gibi korunamadığını düşünerek Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtık. Bu davamız şu ana sürüyor” dedi.
“BURADA HERKES GÖREVLERİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPMALIYDI”
Avukat Can Erdem, “Yaşan şiddet ve taciz olayı Kandıra’da yaşanmasına rağmen bu hadise Kocaeli Cezaevi’nde ortaya çıkmadı. Müvekkil ve diğer çocuk mahkumlar, Ankara Sincan’daki cezaevine nakledilince orada fiziki muayenede ortaya çıktı. Bu olay Ankara’da yapılan fiziki muayenede ortaya çıkıyorsa Kandıra’da da ortaya çıkabilirdi. Kandıra Cezaevi’ndeki infaz koruma memurlarının ihmal suretiyle görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle, görevlerini gerektiği gibi yerine getirmediğini, oradaki çocukların koruma ve gözetimlerinin gerekti şekilde sağlanmadığını belirterek haklarında iddianame düzenleyip kamu davası açtı. Bu dava devam ediyor halen. Dava sonucunda muhtemeldir ki görevlerini gereği gibi yerine getirmediği kamu hizmetinden yasaklanma durumları söz konusu olacaktır. Ayrıca adli bir ceza da olacaktır. Burada herkes görevlerini en iyi şekilde yapmalıydı. Orada gardiyanlar görevlerini gerektiği gibi yerine getirseydi, o elim olaylar daha başlangıcında fark edilseydi işler bu noktaya gelmeden önlenebilecekti” diye konuştu.
“18 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUK MAHKUMLARIN BİRBİRLERİNDEN OLDUKÇA ETKİLENDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Avukat Erdem, çocuk mahkumlar için özel bir cezaevi ortamı hazırlanması gerektiğini belirterek, “Özellikle 18 yaşından küçük çocuk mahkumların birbirlerinden oldukça etkilendiğini düşünüyoruz. Çünkü eziyet ve istismar davasında, sanıkların alınan savunmalarında, her biri esasında bunları kendilerinin düşünmediği ve birbirlerinden etkilenerek bu eylemleri gerçekleştirdiklerini söylediler. Adalet Bakanlığı’na çocuk mahkumların yetişkinler için hazırlanmış koğuşlarda değil de onlar için özel olarak hazırlanmış, gelişimleri, eğitimleri, sosyal faaliyetleri olan koğuşlarda kalması gerektiği yönünde yazı yazdık” ifadelerini kullandı.