İşgalci İsrail, uluslararası hukuk kaidelerini hiçe sayarak Gazze’de yürüttüğü soykırımı sürdürürken, savaş suçlarını örtmek için hamisi ABD ile birlikte kaosu bölgeye yaymaya çalışıyor.Gazze Savaşı sonrası dönemde Orta Doğu adeta yangın yerine döndü. Son olarak Irak ve Suriye’ye balistik füzelerle saldırılar düzenleyen İran’ın, nükleer bir güç olan Pakistan’a da füzeli saldırı düzenlemesi, bölgesel gerilimi tırmandırdı. Tahran yönetimi, İran’ın Kirman kentinde 100’den fazla kişinin öldüğü bombalı saldırıların müsebbibi olarak MOSSAD’ı göstermiş ve intikam alacağını açıklamıştı. Tahran’ın ABD ve İsrail saldırılarına yanıt verdiği gerekçesiyle Irak, Suriye ve Pakistan’ı vurması ve saldırılarda ABD ve İsrail’den çok bu ülkelerin zarar görmesi de eleştirilen bir diğer husus. Bu yönde bir eleştiride bulunan Irak Dışişleri Bakan’ı Fuad Hussein, İran’ın bölgede artan gerilime etkisini eliştirdi. İran’ın İsrail’e saldırmadığını ya da saldıramadığını kaydeden Hussein, “Bunu başaramayan Tahran, kurban olarak Erbil’i seçti” dedi.
Önceki gün Erbil ve Suriye’ye balistik füzelerle saldırı düzenleyen İran, Pakistan’da bulunduğunu iddia ettiği “Ceyşu’l Adl” isimli örgütün iki üssüne füze ve İHA saldırısı düzenlediğini duyurdu. Pakistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Pakistan’ın, hava sahasının İran tarafından provoke edilmeden ihlal edilmesini güçlü bir şekilde kınadığı” ifade edildi. Açıklamada, “Pakistan toprakları içinde gerçekleştirilen saldırının iki masum çocuğun ölümüne sebep olduğu’ belirtildi.
Önceki gün İran, Irak’ın Erbil kentinde birçok noktaya füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları düzenlendi. Başta ABD’nin Erbil Başkonsolosluğu ve Erbil Uluslararası Havalimanı yakınlarında bulunan ABD üssünün çevresi olmak üzere çok sayıda bölge isabet aldı. 4 yıl önce ABD saldırısında öldürülen İranlı komutan Kasım Süleymani’yi anmak için geçtiğimiz günlerde yapılan törende bombalı eylemde 103 kişi yaşamını yitirince Tahran yönetimi İsrail’i sorumlu tutmuştu. Suriye’de de bombalı saldırıyı üstlenen DAEŞ’i de hedef alan İran, İdlib kentine de füzeli saldırı gerçekleştirdi. Saldırılarda 4 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
Gazze katliamının başlangıcından günümüze kadar geçen süreçte ABD, bölgede çok sayıda ülkeye saldırı gerçekleştirdi. Ocak ayının başında Pentagon, Irak’ta Kataib Hizbullah’ın tesislerini hedef aldı. Saldırıda en Haşdi Şabi liderlerinden “Ebu Takva es-Saidi’nin” öldürüldüğü bildirildi. Örgüt, Irak’taki ABD üssüne İHA’lı saldırı düzenlemişti. ABD aynı dönemde Suriye’ye de hava saldırıları düzenledi.
Sonraki günlerde yine ABD ve İngiltere, Yemen’e havadan ve denizden saldırı gerçekleştirdi. Akdeniz’deki savaş gemilerinden fırlatılan Tomahawk füzeleri ile Amerikan savaş uçakları Yemen’in başkenti Sana ve Husilerin Kızıldeniz’deki kalesi Hudeyde’de 12’den fazla noktayı hedef aldı. İngiltere saldırıya, Güney Kıbrıs’taki üssünden kaldırdığı 4 savaş uçağı ile destek verdi. Yemen’deki Husi güçleri, Gazze katliamına tepki olarak Kızıldeniz’den İsrail’e gidecek tüm gemileri vuracağını duyurmuştu.
Savaş başlangıcından bu yana İsrail’e en sert tepkiyi veren ve katliamın son bulması için var gücüyle mücadele eden Türkiye de PKK saldırılarının hedefi oldu. ABD tarafından maddi ve askeri olarak desteklendiği bilinen terör örgütü PKK, 1 ay içerisinde Irak’ta 2 farklı saldırı gerçekleştirdi. Saldırılarda 21 askerimiz şehit oldu. Saldırılar sonrası gerçekleştirilen operasyonlarda Irak ve Suriye’de 50’den fazla PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.
Gazze’deki kaosu bölgeye yayarak üstündeki baskıyı azaltmayı hedefleyen İsrail, savaşın içine çekmeye çalıştığı Lübnan’ın yanı sıra Suriye ve İran’ı hedef aldı. Gazze’deki soykırıma sessiz kalamayan Lübnan’daki Hizbullah güçleri, terör devletine füze saldırıları düzenledi. Buna karşılık İsrail, Lübnan’a havadan ve karadan saldırılar düzenledi ve 160’tan fazla kişiyi öldürdü. Ölenler arasında Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri de bulunuyordu. Suriye’yi savaş başlangıcından bu yana defalarca kez hedef alan İsrail güçleri, 7 Ekim’den bu yana en az 25 kişiyi öldürdü.
Pakistanlı üst düzey istihbarat kaynakları, İran’ın Belucistan saldırısına verilecek yanıtta tüm seçeneklerin masada olduğunu belirtti. Çok önemli ve acil toplanıldığını belirten kaynaklar, İran saldırısına karşı Pakistan’ın düşünmeden tepki vermediğine işaret ederek, bununla birlikte Şubat 2019’da Balakot’ta Hindistan’a verilen cevaba atıf yaptı ve İslamabad’ın “yanıt verme” konusunda iyi olduğuna dikkati çekti. Pakistan, İran’daki büyükelçisini ülkeye geri çağırma ve iki ülke arasındaki tüm üst düzey ziyaretleri askıya alma kararı aldı. Ayrıca İran Devrim Muhafızları Ordusu mensubu bir albayın, ülkenin güneydoğusunda kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybettiği bildirildi.
